Translate

12 Kasım 2018 Pazartesi

Yaşadıkça Öğreniyorsun 
Yaşadıkça, yaşamın içine aktıkça, içinde ki öz söyleşir, gönül penceresi, açar kapılarını. Zamanla birlikte; sorular doğruysa hangi duvar yıkılmaz, hangi gönül penceresinden tülü kaldırmaz !
İnsanların içinde, iyiler ve kötüler olduğunu, her insanin içinde,
iyilik ve kötülük bulunduğunu görürsün. Bu ikilemi kişinin nasıl yontabildiğini ve hangisini öne çıkarabildiğini etkileşime geçtikçe, yaşadıkça anlarsın.
Sonra insan tenini o tenin altında bir ruh bulunduğunu, ruhun tenin üstünde olduğunu görürsün. Aydınlanmanın yollarını ararsın, görürsün ki
aydınlanmadan, karanlığın yırtılmaya-cağını görürsün.
Birlikte yaşamanın önemli olduğunu, bunun için bölüşmeyi,hakkaniyeti,sosyal adaleti öğrenmenin yaşı olmadığını ve insanca yaşamak için elzem olduğunu öğrenirsin.
İnsanların, kendilerine rağmen, gidecek yol bulabildiklerini görür, şaşırırsın.
Asıl cesaretin, birlikte yaşamayı becerebilmekte olduğunu görürsün.
Kalıplar içinde düşünmenin, düşünce boyutlarını nasıl örselediğinin farkına varırsın...
Gerçeklerin; kimine göre gerçek, kimine göre değil bunu öğrenirsin. Baktığın yerle, durduğun yer arasında nasıl ince ayarlar olduğunu anlarsın.

Senin doğrunla, benim doğrumun, aynı evren de, farklı olabileceğinin şaşkınlığını yaşarsın.
Kapalı pencerenin ardından, hayata bakmakla, gökyüzünde uçan bir kuşun bakışıyla bakmanın farkına, farkındalığına yaşadıkça varırsın.

İnsanın insana üstünlüğü nedir diye sorular içerisinde bulursun kendini.
Sonra; üstünlüğün kıstaslarında kendine bir yol bulmaya çalışırsın, kendi yüzünü aynada görmeye başlarsın, gördüğün seni yanıltmaz, kendine aydın,kendine adıl kendine insaflı olmayı öğrenirsin.
Kendine yolculuklar başlar, olgunlukla birlikte kendine  üstünlük vicdan sahibi olmak, o varsa diğerleri zaten eşlik eder,farkına varırsın.
Namuslu olmanın bacak arası olmadığını, namusun vicdanın olduğunu anlarsın.
Yalanın ocağı olmadığını,  iyiliğe duran hiç bir yerde yeşermediğini. yaşamın ölüme gebe olduğunu bilip, asıl ölümün nefesliyken yaşandığını görürsün.
Ve sevmenin yazılı hiç bir kuralı olmadığını, sevmenin yaşamanın ruh kapısı olduğunu anlarsın

Soluğum
Rüzgarlar da derlenirken
Yürek sızıma karıştırma ikiliği
Aklımı alma can evimden
Dilden
Zandan
Şüpheden
Temiz göze
Yüz binlerce yıllık
Yol var derken
Az söylemiş olurum
Bilmez misin
Cahillik
Aklın tutulması
Vicdanın viranesidir
Oysa
Vefa adamı
İncelikler bahçesinin gülistanı
Yüzündeki maskesini
Çoktan yere tükürmüş bir savaşçı
Öpülesi, sevilesi bir alnı vardır
Var git yoluna
Yürek sızıma karıştırma ikiliği
Aklımı alma can evimden
Temiz göze
Önce ak alın lazım...

Olcay KASIMOĞLU



Hiç yorum yok: