Translate

14 Kasım 2018 Çarşamba


Ne geriye akar hayat ne de dün ile vakit kaybeder.
Bu hep böyledir. Ve sevgi kendi derinliğini bilmez ayrılık vakti gelip çatana kadar.
Bazen içimden, küçük bir anı alıp, karşılığında bütün hayatımı veresim gelir...
Ve bu aynalar pazarından payımıza düşeni almaya geldik.
İyi ki varsın şiir söyleminin içtenliğiyle..
İçimi,
Hiçimi....
Niçinimi
Bir şiirle  değiştiriyorum....

Ne güzel demiş Yılmaz Odabaşı;
''Hiçbir Ağıt Yokluğuna Denk Değil
Bazen hiç gelmeyecek biri de beklenir;
o bir düştür yazgına, soluğuna eklenir…-
Geçtiğim yerlerde büyük yangınlar vardı.
Bu yüzden bu hayat bana küllerden emanet kaldı.
Hep iflah olmaz bir beddua gibi yaşadım.
Hiçbir düş ömrüme denk düşmedi.
Şimdi hiçbir ağıt yokluğuna denk değil.
Denizi özleyen bir kumsal gibi hasretim sana.
Kal dersen kalırım. Git dersen
yine kalırım… Kalırım sana her zaman.
Birak taşısın ikimizi kalbimdeki bu liman.
Sen, uzak bir liman şehrinde kalan sesim
ve hiçbir rüzgârın boğmaya yetmeyeceği
nefesimsin. Ben senin uzak, ıssız gemilerinim.
Ben senin anlamın, ben senin şiirinim.
Hep iflah olmaz bir beddua gibi yaşadım.
Hiçbir düş ömrüme denk düşmedi.
Şimdi hiçbir ağıt yokluğuna denk değil.
Sonra kaldım yokluğuna üstelik erken;
günler biten aşklar gibi can çekişip geçerken.
Geçtiğim yerlerde büyük yangınlar vardı.
Bu yüzden bu hayat bana küllerden emanet kaldı.
Şimdi sen düşümü de öksüz bıraktım.
“Düştü tetiği yüreğimin yığıldım kaldım.”
Herkes kendine gider bir gelen olmayınca;
ömür bir nefeste yiter gönül tutunmayınca…''
Olcay Kasımoğlu
.


Hiç yorum yok: