Translate

2 Nisan 2019 Salı

Evrenin vazgeçenlerle işi yoktur


"Değmez bu yangın yerinde, avuç açmaya değmez."
Hayatın ne olduğunu görmek için önce içimizdeki kargaşadan sıyrılmak gerekiyor...
İnsan onurunun ayaklar altında çiğnendiği; nefret söylemleriyle, insanların kutuplaştığı, kapitalist düzenin egemen olduğu bir dünyada; kıyımlar, hırslar, kılıç gibi yontarken ömrümüzü !
Sevemedim yarım yamalak insanları, yarım yamalak sevdaları, yarım yamalak iyilikleri, yarım yamalak yaşanan hayatları, dilin altında dönen dolapları,.
Özgürlüğü sığ sularda arayanları, parayı amaç yapanları,
statü, mevki için el etek öpenleri sevemedim..
Gösteriş budalası kuklacıları, yarim yamalak fırıldakçıları, kendini bulamayan aymazları sevemedim..
Yaşamak ve yaşatmak hakkının akla karanın tam ortasında kalmasını sevemedim..
Sevemedim kendine namusluları, kendi kapısına gelinceye kadar üç maymunu oynayanları sevemedim..
Sadece kendi işleri için çalışan, yaşadığı dünyaya hiç bir özveride bulunmayan, bunun yanında zarar da vermeyen bir insanin ''Zararsız'' ve ''Yararsız''yaşaması olması iyi olabilir mi ? Bence iyi olmanın da bir bilinci olmalı.
Bir başkasının canı yandığın da sesi çıkmıyorsa, konuşulması gerektiği yerde susuyorsa tamda o noktada insan olma sorumluluğuna sahip çıkmıyorsa bunun neresi iyi olabilir. İyi olmanın da bir onuru olmalı.
Kendine, ait olduğun çevreye ve ortak alanları paylaştığın bu dünyaya vefa borcun olmalı. Yoksa etliye,sütlüye karışmadan ''Yararsız'' insan olmanın neresi zararsızlıktır...
Tabiatın en vazgeçilmez öğreti ve heyecanları, yaşama tutunanlara dönüktür.
Vazgeçenlerle, pişman olanlarla işi yoktur evrenin.
Sadece arka fonu tamamlamakla görevlidir onlar...
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: