Translate

22 Nisan 2019 Pazartesi

SEVGİYE İMAN

Parantez içine alınmış bir noktalama işareti değil yaşam.
Nice acılardan anılardan hüzünlerden süzülmüş gelmiş bir ömrün haritası duruyor önümde.
Dağ çiçeklerinin kokusu sinmiş tenine, umudu bereketli, gözleri ışık deryası. Direncin, bilincin tarlası aklımı kır çiçeklerinin serinliğiyle rüzgarın kanadına verdim, götürsün umuda hasret yüreklere.
Karanfil kokulu bir özgürlüğün zincirlere vurulmuş diyarlarında zulme yoldaş olmak benim işim değil
Her şey bu kadar direngen ve sesliyken yüreğimin dehlizlerinde bırak gitsin nereye isterse gitsin, sevgisiz bir ruhun içtenliği kuru bir çölden farksızdır.
Ben cesaretin, içtenliğin dehlizlerinde insanlığın ekmeğini damıtmaya yeminli bir yürek taşıyorum.
Bıkkınlığın, sefilliğin, çürümüşlüğün, sığ suların, kısır döngülerin yamaçlarında değil doru atların kişnediği dağların eteklerinde soluklanan bir yüreğin savaşçısıyım.
Düşünün gül kokusunu, yaprağını, dikeninin, vazgeçmek mümkün mü gülün kokusundan, dikeni var diye !
Hangi yorgun düşün kurbanı olursan ol, hangi vedaların rüzgarıyla savrulursan savrul yaşam her zaman yeniliğe gebe.
Ve sen vazgeçmediğinde daha güzelsin. ne yaşarsak yaşayalım, öze inmemişsek kolaydır gitmeler.
Bir satıra, kuru bir söze tav olmamışsa yürek, bırakırmı tuttuğu eli ?
Takım tutar gibi, dudağında ki ruju siler gibi tutulmuşsa sevgiye, bir şimşek bir gök gürültüsüyle ufalır gider adına sevda dediği her ne ise !
kasırgalardan, yüreğin depreminden topuklamışsa hemen yürek, bırak gitsin.
İnsan sevdiği eli yüz bin kere parmak uçlarına dolar.
Korunmasız gözleri alır uyutur koynunda. Sevdaya tutulmuşsa savrulmaz fırtınalarda, tutulmuşsa gönül köküyle budanmaz seyri zamanda sessiz koylarda, susmak da sevdaya dair,

Hiç yorum yok: