Translate

5 Nisan 2019 Cuma

Sanat hiç kimsenin malı değildir

''Yürekle aramak gerekir. Hakikat, göremediklerimiz-dedir.''
Sanat: egosu tavanlara, onanma ihtiyacı içinde kavrulanlara, laf ebeliği yapanlara, kendini dev aynasında görenlere hiç bir şey katmıyor.
Sanat istikrarı seviyor.
Ve sanatın işlevselliğini bir bütün olarak dünyayla iç içe geçme ve özdeşleşmenin bir sonucu olarak görüyorum.
Bununla birlikte yaşama biçimimizin dışsal herhangi bir olgusu değişmeyecek belki, ama bizim bu olguları kavrayişimiz derinleşecek.
Yaşama bağliliğimiz artacak. Buda sanatın en temel işlevidir.
Aİ WeıWei' ne güzel özetlemiş sanati, o dingin, engin dernliğiyle;
"Benim sanat anlayişim hep aynı kaldı.
Sanat ifade özgürlüğüdür, yeni bir iletişim biçimidir.
Sanat müzelerde sergilenmek ya da duvara asılmak için yapılmaz.
Sanat gönüllerde yaşamalıdır.
Sıradan insanlarda herkes gibi sanatı anlayabilmelidir.
Sanatın elit ya da gizemli olduğunu düşünmüyorum.
Sanatı politikadan ayırma niyeti son derece politik bir niyettir..."
Bütünlüğün esasında bende farklı düşünmüyorum.
Sanat hiç kimsenin tekelinde değildir kaldı ki sanat hiç kimsenin mali da değildir.
"Yaşamı tek bilinmeyenli bir denklem gibi ele almak, altı boş kulağa hoş sloganlarla konuşup, zamana göre kendini geliştirmeyen, saplantı slogan hükümlere göre yaşamak ve mevzi alıp dayatmaya çalışmak kolaycılığı hiç kimseyi ve de toplumları bir yere götürmez..."
Kral Gılgamış'ın gözü karalığından, Simurg’u arayan kuşların hiç azalmayan azminden, Odyseus’un mücadele ruhundan, Don Kişot’un çılgınca cesaretinden, Santiago’nun masum hayallerinden nasibimizi almadan hiçbirimiz hedefimize ulaşamayız. Zafer bu uzun ve çileli yolculuğu tamamlamayı başaranlarındır.

Hiç yorum yok: