Translate

30 Nisan 2019 Salı

YAŞASIN TARTIYA, KEFEYE GELMEYEN 1. MAYIS İŞÇİ BAYRAMI

1.Mayıs, Emekçinin İşçinin Bayramı
''İnsanım diyorum titreyerek
Gözyaşlarımız gibi kardeşiz
Yıllara, çağlara inat
Döl tuttuğundan beri yaşam
Kardeşiz- Güneş babadan Su anadan
Gelin bizim yok birbirimizden derdimiz
haramilerdir bizi birbirine düşüren.''

Bugün 1 Mayıs; işçinin haksızlıklara baş kaldırdığı bir uyanış baharı, bugün Enternasyonal işçi bayramı.
Köle zihniyetiyle tezgahları çalıştıran patronlara karşı verilen hak mücadelesinin zaferi.
Emeğin en büyük nimet olduğu, birlik ve dayanışma inancıyla emek, barış ve özgürlük mücadelesinde tüm ezilenlerin tek yürek olduğu gündür.
Barış ve demokrasiyle emeğin korunacağına inanan bir bilinçle gelecek günlere, özelde emekçilerimizin, genelde dünya emekçilerinin birlik, mücadele ve dayanışma günü olan hakların bayramı 1 Mayıs işçi bayramını kutluyorum.
1.mayısın tarihçesi;
''1856 yılında Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri günde 8 saat çalışmak için Melbourne Üniversite’sinden Parlamento Evi’ne kadar yürüyüş düzenledi. 1 Mayıs 1886′da ise Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde toplanan işçiler, günde 12 saat ve haftada 6 gün olan çalışma koşullarına karşı eylemde bulundular. Günde 8 saatlik çalışma isteğiyle işlerini bıraktılar.
Chicago’da bu doğrultuda yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı ve Luizvil’de sayısı 6 bini geçen siyah ve beyaz işçi yan yana yürüdü. O dönemde ırkçılık politikalarıyla Luizvil’deki parklar siyahlara kapatılmıştı. İşçiler sokaklarda yan yana yürüdükten sonra siyah ve beyaz karışık bir şekilde Ulusal Park’a girdiler
Bu eylem gazeteler tarafından ön yargının yıkıldığı şeklinde yorumlanmıştı.
1Mayıs 1889′da ise İkinci Enternasyonel toplandı. Fransız bir işçi temsilcisinin getirdiği öneri ile 1 Mayıs günü tüm dünyada Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü olarak kutlanmaya başlandı.''

Yaşasın Hakların Bayramı;


Yeryüzü
Gökyüzü
Süzüldü mavisiyle sokaklara
Sokaklar ayaklarımızı baş tacı yaptı alnına
Başımızda güvercinler takla atıyor bu sevince
Tüm yürekler avuç içinde

Öyle muzaffer bir inanç ki
Yolunu dünle bugüne taşımış
Gümbür gümbür inliyor meydanlar
 Tek yumruk, tüm insanlar kardeş
Bildiğim bilmediğim her dilden
Dini, dili, beyazı, siyahı yok
Hepsinin yürekleri güneşe akın ediyor
Eller... yoktan var eden eller, nasırlı eller
Eller ellerimizde, özgürlük şarkıları dillerimizde
 Daha güzel bir dünya için
Yaşamak özgürlükten  geçer diyerek...

Uzatsam elimi tutacağım ellerini
Ben uzatmasam da onlar vermişler ellerini
Kalabalığın içindeler mayıs çiçekleri gibi
Nereye baksam görüyorum gülüşlerini
Bu yaşamdan hiç gitmemiş gibiler...

Düşündükçe sömürüyü
ölüm onlara biçildi  kuş kafesin de  
''Yarın yanağından gayrı paylaşmak
her şeyi derken'' bile biliyorlardı
Dünya emeğe düşmanları bağrında tuttukça
Sefaletin ziyafeti bitmedi bitmeyecek...

Aydınlık ağırdı sessizliğin çuvalında
Emperyalist sömürücüleri adam olmayanları
Toplayıp bir kefeye koysan
Bir karıncanın yüreği eder değildiler...

 Emeğin ederi olmayacağını bilenler
Koydular yüreklerini titremedi  yürekleri
Ete, kana, paraya o sefil doymazlıkla
Kendini paraya satan bu kadar iblis varken
Satmadılar emeğin teri onuru bu kısacık konuklukta

Yaşasın emeğin dayanışmanın gücü 
Yaşasın tartıya kefeye gelmeyen emek...

Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: