Translate

16 Ekim 2018 Salı

                                      Bilinç ve kendine aydınlanma !

                                        
               

ey acılarımın önündeki dilsiz kapı,
gör artık bu karanlıkların bizi ateşlere yaktığını
ve hasretten ten değiştiren yüzüm
ben istemedim bu kahrolası ayrılıkları
al beni mavi düşlerin ıssızlığına götür...
Körü körüne bir şeye inanmak onu ''haklı ve ahlaklı'' yapmaz.
Burada ki bilinç; kişinin bir nevi kendisini aynada görmesidir.
Bilinçli olmak; bir insanın kendi varlığını, benliğini, kendisini, diğer varlıklardan ayırt etmesi demektir, buda birey olma bilinci aşılar.
Bu bilinç; sorgulamadan inanmanın,anlamadan yorumlamanın, araştırmadan, bilmeden ahkam kesilmenin bütün olumsuz taraflarını ret eder.
Düşünce ve duyguların bir arada eylemlere yönelmesi hayatımızın en önemli noktalarından biridir.
Bizi; bağımsız, aydınlanmış, sorumluluk bilinci gelişmiş bireyler yapar.
Bağımlı olmak ise ''cesareti'' yok eder.
Bilinç düzeyi eksik insanlar kendilerini bağımlı hale getiren sisteme körü körüne bağlı olmaya yatkındırlar.
Bilmezler ki sonlu olan sonsuz olanın bedelidir.
Bu nedenle bedeli ne olursa olsun, yaşamak; tek başına bir şey değildir.
Yaşamak iki kişiyle de yaşamak değildir.
Yaşamak, kulun kula kulluğu değil;onurunla, namusunla, halkınla, şerefli bağımsız yaşamaktır.
Öte yandan; hayatta en iyi ve en mutlu yaşam, olumlu düşüncelerdeki yaşamdır.
Bu nedenle iyi ve yapıcı, yaratıcı düşüncelerin insana verdiği mutluluğu hayatta hiçbir şey veremez.
Buda sağlıklı toplumların oluşmasını sağlar, sağlıklı toplumlarda erdemli insanlardan oluşur.
Gönül isterdi ki bütün dünyada; bilinçli, erdem sahibi insanlar ülke yönetiminde söz sahibi olsunlar..
Olsun ki yaşam, Nazım ustanın dediği gibi; ''bir ağaç gibi hür ve kardeşçesine''olsun.
Olsun gözümün nuru olsun, varsın şikayetimiz sadece ölümden olsun(!)
Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: