Translate

26 Ekim 2018 Cuma

                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                    Sanat İfade özgürlüğüdür.
Herhangi bir konuda tarafsız değerlendirme yaparken, özellikle ''kişisel görüşümüzü'' değerlendirmenin dışında tutmak çok önemlidir.
Bir çok insan; hiç kimsenin ya da hiçbir görüşün etkisi altında kalmadan, olayları olması gerektiği gibi objektif değerlendirmek ve yorumlamak olgunluğuna, bilgeliğine sahip değildir.
Özellikle kendi düşüncesi konusunda fanatik, eleştiriyi kaldıramayan, insanlara zarar veren, em-pati yoksunu insanların verdiği zarar tahminler ötesidir.
Ne olursa olsun, kendi kişiliğimiz ve değer yargılarımız olsun.
Vicdanlı ve dürüst olmak, çıkarcı olmaktan iyidir.
Durduğumuz yerin ve yaptığımız eylemlerin farkındalığında olalım.
Rengimiz belli olsun; açık, anlaşılır ve net olalım. 

Neyi savunduğumuz, neyin yanında yer aldığımız ve nasıl bir dünya görüşüne ve inancına sahip olduğumuz, eylemlerimiz bizim nasıl bir insan olduğumuzu ortaya koyar. Kapalı kutular içinde yaşayarak engin olunmaz. Sadece büyümüş bedenlerin içinde kendimize gizli saklı yaşıyoruz, yüreğimiz üşüyor, ne garip değil mi ?
Etliye - sütlüye karışmadan, her iki tarafa da basmamak gayreti içerisinde, çizgi üstünde yürümek, her ortamın abisi/ablası havalarında gezip caka satan kimselerin büründükleri kılık olsa olsa bir sirk palyaçosunun oynadığı oyun kadar sürer...Er yada geç o kaleler yerle bir oluyor olmasına olana kadar da bir çok insan zarar görüyor.
Tarafsızlığın, renksizliğin, vurdumduymazlığın, neme lazımcılığın kurbanı yüz binlerce insan var.

Şairin dediği gibi "bir mutluluk hastalığıdır şiir, kırılan dalın türküsü/dür."
Kendimize göre bakarsak hayata, sadece kendimize ait tarafını görürüz.
Genele bakmak için ise evrensel olanı düşünmeliyiz.
Ancak o zaman dünya vatandaşı oluruz, ancak o zaman üreten,sorgulayan,yaşama anlamlar katan bireyler oluruz.
Her evrim gibi insan şiire muhtaçtır.
Böylesine öfke ve nefret dolu bir dünyada, şiir yazarken,okurken kalbim heyecanla çarpar her defasında tekrar tekrar aynı duyguyu hissetmekten alıkoyamam kendimi.

Yeryüzünün tüm bu uğultusuna rağmen; çağının ve içinde yaşadığı toplumun problemlerine çözümler getiren gerçek bir aydın ve gönül adamı olan herkes önyargıların, haksızlıkların karşında bir duruş sergilemeli. Bu bizim kendimize ve insanlığa karşı sorumluluğumuzdur.

Bu ister yerel ister, büyük medya kuruluşları olsun, emeğin önünde ki en büyük engeli ''çıkar ilişkileri, egoları, küçük hesapların, kabaran adamlarını'' artık atmalıyız üstümüzden.
Bütün hizmet birimleri değerlidir, önemsenmeli, imkan verilmeli.
Ülkemizde gerek yerel basın, gerekse kendi imkanlarıyla hizmet vermek için çaba sarf eden yerel medya devlet politikalarıyla desteklenmeli.
Üreten ve yaşama incecik dokunuşlar bırakan bütün edebi paylaşımların gerçek sahiplerini saygıyla selamlıyorum.

Hiç yorum yok: