Translate

27 Ekim 2018 Cumartesi

İçimize güneşi salmalıyız...


Gelirsen; 
Güneşe demlenmiş, gözlerinle gel
Ve mutluluğu koymalısın sol omuzuna
Bakışlarında hayat olmalı, canım diyen
Kinden, nefretten, her tülü koşullu sevimsiz tuzaklardan
Arınarak gelmelisin bana
Hayatı benimle taşıyacak kadar yürekli olmalı yüreğin
Asla çıkarlar üzerine sözleşmemeli
Avuçlarının içi her dem emeğin çizgileriyle dolmalı
Gelirsen;
küçük hesaplardan arınmış, kocaman hesapsız yüreğinle gel
Getirmelisin; almalısın yanına
Bakmaya doyamayacağım umut dolu göz bebeklerini
Yüreğimi yüreğine katan, gülüşlerini de almalısın yanına
Gelirsen;
Ardında bıraktığın
Bütün o aydınlıkları gölgeleyen basma kalıp, sevgisiz
Bilinçsiz iç yakınmaları silerek hafızandan akmalısın yüreğime
Bütün yaşanmış acılara, çaresizliklere inat
Umudun, aşkın, emeğin suladığı gül goncalarını getir bana
Hayatla başa çıkabilecek kadar yürekli
En küçük yalanda parçalanacak kadar yumuşak bir yüreğin sahibi sevdiğim
İnanmalıyız sevginin gücüne ve içimize güneşi salmalıyız
Gelirsen;
Bir ceylanın yavrusu kadar masun, bir aslan kadar yırtıcı olmalısın
Yola çıktığın andan itibaren
Seni anlamam için, sesini de bana getirmelisin
Yüreğinden diline gelen her sözcüğü içmeliyim
İçmeliyim ki yüreğine acı söz değmesin
Dallarda zerdali çiçekleri savrulup gitmeden
Yüreğinden dökülen nehirler karışmadan bilinmezlere
Göğsünün kafesinden çıkart yüreğini
Yanına alarak gel, bütün yaşanmamış hasretlerin aşkına
Duy kalbimin sesini duy, yüreğini yüreğime ilmekle
Gecenin karanlığında yıldızlara tutun, tutunda gel
Gel de; yüreğimin bahçesi seninle açsın sevdiğim...



Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: