Translate

22 Ekim 2018 Pazartesi

Dostumsun Diyen Diller !

Her şeyi, anladığım her şeyi, yalnızca sevdiğim için anlıyorum.
''Fani dünyanın baki padişahı değiliz. Biz parçalanmış gönül hırkalarını yamar dikeriz. Biz dostlarla ağlar dostlarla güleriz.''
Bazen hayatımızın sekteye uğradığı, işlerin ters düz olduğu zamanlar olur bu dönemlerde sanki her şey üst üste geliyormuş gibi hissederiz.
Hayatın bir anlamı kalmamış, hiçbir beklentiniz karşılanmamış gibi de hissedebiliriz. Her ne olmuş olursa olsun insan bu dönemde dost dediklerinden vefa bekler.
Bir insanın benim dosta ihtiyacım yok demesi kadar vahim ve elim bir şey olamaz. Böyle bir insanın dostluktan yana umudunu kaybetmesi kendisinde bir eksiklik olduğunu gösterir. Sağlıklı bir insanın, dostluğa gereksinim duymaması mümkün değildir.
Koşullar ve imkanlar her zaman yer değiştirir, değiştirebilir.
Vefalı dostlar hayatta en çok ihtiyacımız olduğu anlarda en güzel gülüşleri,en samimi bakışlarıyla ışık tutarlar yolumuza.
Zaten dostluğun iyi yada kötü günü olması şartı yoktur, olmamalı. Ne zaman, neye ihtiyacın varsa o yanındadır. Dostluk değerdendir !
Ve hayat; bazen bizi yorganıyla örter, bazende bu yorganı üstümüzden kaydırır, çeker, atar ortada bırakır. Öyle şeyler yaşarız ki içimiz üşür ve her şeyde bir o kadar üzerimize gelir.
Böyle günlerde insanlar güneş olur, yağmur olur yada tipi boran olur alır seni savurur.
Üşürsün ''kimsesiz''kendi acılarınla baş başa kalırsın, sızlanır isyan edersin yada dediğimiz gibi güneş olurlar ısıtırlar seni, yalnızlık duygusundan alıp sulu sepken acılarının üzerine yağarlar, dökülür gider acıların.
Bu yüzden unutmayız kötü gün dostlarımizi bu nedenle unutmayız iyi gün dostlarını, onlar ki bizi bize gönüllü kılan. Cemal Süreyya'nın dediği gibi "En koyu yalnızlık bile bir tanığa ihtiyaç duyar"
Sadece 'kötü gün dostu' olmanın tanığı olmayalım, acılar paylaştıkça nasıl hafifler, azalırsa ''sevinçlerde'' paylaşıldıkça çoğalır.
Bunun yanında; dostluklar vardır gönülden gönüle, güneşle gölgenin dostluğu gibi, nasıl gölge güneşsiz yerini bilmez, onsuz düşmez hiç bir yere samimi ve içten insanların dostluğu da öyledir.
Birde uzak görünen dostluklar vardır hiç görmesen de hayatının içinde olmasalar da, histen köprüler kurarsın, mesafelerin anlamı kalmaz, yüreğin konuşur gözlerin görmese de...dostluğunun mesafesi yoktur.
Bazı dostlar da denizlerin yosun tutan taşlarıyla, dağların üzerine düşen karlar gibidirler/Dostluklarını gündüz kuşlarla, gece yıldızlarla iletirler birbirlerine.
Yine dile gelmeyen dostluklar vardır;dokunmanın sessizliğine bırakılmış, sadece yüreğin hissettiğine yazılmış, her şeyden konuşur sessizce.
Kopmak istesen de kopamadığın dostluklar vardır; gecenin sabaha mecburiyeti gibi, birbirine benzemeyen ama terk saati değişmeyen dostluklar.
Ayak uyduramazlar birbirlerine ama günün devranında, dönüşü birlikte tamamlayan...
Birde mevsimlere benzeyen dostluklar vardır, günü gelince bir bahçede açan gülün, kış gelince cemalini saklaması gibi..
Yada kocaman ellerin kopardığı güllerin bahçeden ayrılması gibi, vakitsiz gelen dostluklar vardır.
Elimize bırakılan, emeksiz sahip olduğumuz ama en küçük fırtınada sahip çıkamadığımız, geldiği gibi vakitsiz biten dostluklar vardır.
Zamanın getirdiği türlü türlü sıkıntılarla; dertlere, kederlere bürünüyor insan. Kırılıyor gönlü, tarumar oluyor avuç kadar yüreği.
Dedik ya ''dostluk değerdendir' o zaman yaşamımıza mana katanları, gitmeyenlerin sadakatini ve sarılıp bırakmayanların sıcaklığını, içtenliğini,vefasını hiç unutmayalım (!)
.../kar suları, yüzün gibi/ temiz, pak...sevilesiydi/ sen dostumdun, tereddütsüz yüreğime kilimler serip oturttuğum/ oysa şimdi, yürek pür yare/ kurtlar,kuşlar figanda/ sesin bir buz dağına çarpmış gibi/ konuştukça zemheri soğuğu/ üşüyor, dostumsun diyen diller/olduğun yer neresi, söyle/dostum değil misin/ benim yüreğim senin olduğun yer /neredeysen, oraya yüreğimi sermek isterim/...

Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: