Translate

18 Aralık 2018 Salı

SOKAK ÇOCUKLARI!

Sokak çocuklarının bu dünyada ki ayakları sıcak basmaz yere.Bastıkları yerler onlara düşmanmış gibi.Hayattan ötekileştirilmiş gibi yaşamın içine serpilmişlerdir.
Vurgun yemiş gibi soğuktur yüzleri.
Gözlerinin içleri gülmez, kederli ve suçlu bakarlar.
Öyle çoğu kimsesizde değildir aslında; ancak içinde bulundukları aile bağlarının zayıf, ekonomik dengelerin yetersizliği küçük yaştaki çocukları sokakların sahibi yapar.
Bu çocuklar sokaklarda çalışarak aile bütçesine yardımcı olmaya çalışırlar.
Bu çocuklar sokakların ‘kimsesizleridir.
Onlar, içinde yaşamak için uğraş verdikleri sokaklarda topluma yabancılaşmışlardır.
Birçoğu uyuşturucu kullanmaya, suç işlemeye ve mafya çetelerinin elinde yerlerini almaya adaydırlar.
Birçok kirli işin ya mağduru ya da sanığı olma tehlikeleri ile karşı karşıyadırlar.
Bu çocukların bir bölümü, yoksulluk, aşırı kalabalık, fiziksel, ekonomik, cinsel ya da duygusal istismar gibi etkenler nedeniyle ailelerinden kopmuş, terk edilmiş, yalnız ve çaresiz bırakılmışlardır.
Bizim ülkemizde bu sorun yeterince ele alınmamıştır.
Her geçen gün sokaklarda dilenen, tiner çeken çocuk sayısında gözle görülür biçimde artma olmuştur.
Özellikle kırsal kesimlerden kente göç eden aileler çok nüfuslu olmanın getirdiği ekonomik sıkıntılardan dolayı çocukları sokaklarda sokak satıcısı olma mesleğiyle tanıştırıp hayatın içine katmışlardır.
Bazı ailelerde istismara maruz kalan çocuklar kendi benzerinin dünyasında yanı sokaktaki çocukların yanında yerini alır.
Okuyamazlar eğitim sisteminin dışında sokak öğretisiyle dünyayı algılamaya ve dışlanmış insan olma psikozuyla yaşamlarını sürdürmeye çalışan bu çocukların duygu dünyaları istismara açıktır.
Sevgisiz büyürler sevgiye hasret, sevgiye aç.
Ve bu çocuklar fiziksel/cinsel istismara, hastalık ve yetersiz beslenmeye maruz kaldıkça yaşayan ölülere dönecektirler.
Kayıp dünyanın taze goncaları açmadan solup gidecekler.Bütün dünyaları kötülerin elinde şekil bulmaktadır.
Bu işin ne kadar ciddi boyutlarda toplumsal bir sorun olduğu aşikârdır.
Lütfen herkes elini taşın altına koysun bir çocuk bir dünya demekse neden o bir dünyanın sahibi biz 
BİZ SOKAKLARIN UMUDA HASRET ÇOCUKLARIYIZ...
Ben sokak çocuğuyum…
Hani uçurtmaları hayallerde kalan.
Gökyüzüne hasret bilyeleri torbasında
Ve oyuncaklara hasret, hayaller kuran.
Şeker tadına hasret çocuk o benim işte.
Benim sevgiye aç bir yüreğim var nedendir bilmem canım acıyor.
Ben dudaklarımda neşeli şarkılar bilmezler
Sahi tadı nasıldı anne sütünün?
Anneler güzel kokarmış mis amber.
Kimbilir nasıldır, niye hasretim ki?
Bir anne hayatsa, ben neden yoksunum o hayata.
Karanlığın kar soğuğu parmak uçlarımı ısırıyor.
ve ben üşüyen bedenime yenik, umutsuzum.
Ben yangın yeri gibiyim yandıkça yanan.
Sahi ben neden sokaklardayım.
Bir köprünün soğuk, gergin ve karanlık bedeni gibiyim.
Sahi ben korkuyorum da serçe gibi düşecek bedenim.
Gülen gözlerden dökülen bakışa hasretim.
Babamda olmalıydı değil mi?
Bana yaşamı avuçlarıyla yedirecek.
Elleriyle beni hayata katacak, şefkat arayacağım bir insan.
Bayramlarda dostluklar tazelenir.
Oysa ben hiç bir bayram sabahına uyanmadım
Ben o zaman nasıl yüreği bayram sevinci dolanları anlayacağım.
Sahi ben yaşamadan nasıl hayata akacağım.
Göremediğin rüyanın düşünü kurar mısın hiç.
Ben hep düşlere sığınacağım.
Köprü altında hayat nasıl karışır ki ruhuma oysa ben ruhumu
soğuk ve geç gelen bir gecede utanırken buldum kucağımda.
Bir ip bağlasam gökkuşağına,
yüreğimi yazsam üstüne kimbilir birinin ayağı takılırda görür.
Görürde alır mı beni yutan sokaklardan.
Oysa bende çocuğum korkuyorum karanlıktan.
Korkuyorum gövdeleri bana büyük kocaman ağızlı adamlardan.
Bizler sokakların yitik çocuklarıyız
Ellerinden bir tutanı olmayanlar.
Nerede insanlık hani insanlar?
Hadi verin ellerinizi, koyun yüreklerinizi.
Bizde karışalım hayata.
Yansın bizde de yeşersin umutlar...
Sıcak bakın, bakın ki buz tutmuş yüreklerimiz ısınsın.
Bakın gözlerimizin içine...
Tutun ellerimizden korkmayın adam yemeyiz o kadar muhtacız ki size.
Kıpırdasın suskun, küllenen acılarımız.
Bir kez olsun bizi de hatırlayın.
Düşünün ayrılıkları, geceleri karanlıkları, yoklukları.
Çocuklarınız size, sizde onlara hasret değilseniz
Birazda koyuverin kendinizi bizim yerimize.
Düşünün savunmasız beni.
İşte onlar sahipsiz kimsesiz sokak çocukları.
Kim sahip çıkacak kim?
Gülmek istiyorum bir daha çocuk olmayacağım.
Benden çalınan o çocuk gülüşlerimi kim geri verecek kim?
Hepimiz çok yılgın ve küskünüz bu hayata.
Birde düşlerimde kurduğum sokak çatılar var...

Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: