Translate

13 Aralık 2018 Perşembe

Yıl 2008 İstanbul Kadıköy, rıhtımda vapur beklerken bir kağıda karalamışım.
Hiç düzeltme yapmadan o ilk haliyle bir çalışma♥

''Bu Şehir Aynasız
Kış ortasında
Kocaman güneş görürdüm gökyüzünde
Ufak adımlar atardım her gizini sindireceğim diye
Beynimin kıvrımları gibi ezbere bilmek isterdim her karesini
Gözümde tüm insanlar kardeşti
Oysa tüm aynalar sırça kürede dibe vurmuştu bu şehirde
Kol-kanat geziyordu görüntüsüz her türlü işkence
Bir şeyler vardı bir eksiklik ki her şeyi silen
Sevda yoktu bu şehirde içtenlik çamurlaşmıştı
Ses yalan söz yalan söylüyordu eller karanlık gibi kördü
Baştan sona sefalet ve haksızlıklarla dolu bu şehirde
Kıyım kahramanlık gösterisi olmuştu
Neyine düşüne uyanır ki insan bu şehirde
Mutluluğun resmi düşlerde kalmış üşüyor insan içi
Bu şehir yüreğimin sessizliğine hüzün tohumları ekiyor
Yürekten geleni ayıp sayıp kurtlar sofrasına övgüler diziyor
Bu çelişkiler bir nehrin tükenişine benziyor yavaş yavaş ölüyor bu şehir...''
Resim; Eski İstanbul esnaf çarşısından

Hiç yorum yok: